Quantcast
Channel: Alice In Shoppingland
Viewing all 294 articles
Browse latest View live

Yves Rocher Vakfı – Institut de France, Toprağın Kadınları Projesi

$
0
0

1991 yılında markanın kurucusu Yves Rocher’in oğlu Jacques Rocher tarafından doğa ve çevreyi koruma amacıyla kurulan Yves Rocher Vakfı, 2001 yılında, Fransa’nın en eski en prestijli ve en köklü kurumu olan Institut de France çatısı altına girdi. Aynı yıl,  Yves Rocher Vakfı-Institut de France, “Toprağın Kadınları” projesini lanse etti. ”Kar amacı gütmeden, çevre, eğitim,toplum konularında fayda sağlamak için emek veren kadınları desteklemeyi ve seslerini büyük kitlelere duyurmayı” hedefledi. Bugün, 2015 itibariyle “Toprağın Kadınları” projesi kapsamında 50 ülkeden 325 kadın doğaya, topluma,eğitime katkı veren projeleri için ödüllendirildi ve toplam 1.6 milyon euro ödül dağıtıldı. 



Yves Rocher Vakfı – Institut de France tarafından yapılan proje Türkiye’de ilk kez bu sene yapılacak.


“Toprağın Kadınları” projesi 3 temel başlığı kapsamaktadır.


1.Biyoçeşitlilik: Çevre yararına bir bitki türü ve ya tabiat alanlarının koruma altına alınmasını sağlamak.


2.Toplum:  Çevre yararına alınan bir aksiyon ile,toplumun refahına sürdürülebilir katkıda bulunmak.Bu kapsamda “Kadın özgürlüğü ve cinsiyet eşitliğine destek” de çok önemli bir alt başlık olmaktadır.Bununla da Birleşmiş Milletlerin,1000 yıl kalkınma hedeflerinden birini desteklemiş oluyoruz.


3.Eğitim:  Çevre ile ilgili bir konuda çocukların ve gençlerin bilinçlenmesini sağlamak.


2015 yılı sonunda kazananın belirlendiği yarışmanın ödül töreni 2016 yılında, Türkiye’de gerçekleşecek olan bir seromoni ile duyurulacak. Ardından Paris’te uluslarası bir seromoni gerçekleşecek.



Daha ayrıntılı bilgi almak için tıklayabilir ve videolarını izleyebilirsiniz.


#ToprağınKadınları



 

Bir boomads advertorial içeriğidir.


İpana Luxe Perfection Beyazlatıcı Diş Macunu yorumlarım

$
0
0
Doğru makyaj, dolgun kirpikler, bakımlı bir cilt, hacimli saçlar… En önemlisi de beyaz dişlerle sağlıklı, güzel bir gülümseme! Bu yüzden diş bakımına ve beyaz olmasına oldukça özen gösteriyorum. Sürekli yeni ürünleri deneyimlemeyi de seviyorum. Burada raflarda gözüme çarpan ve Amerika’nın en büyük diş macunu markası olan Crest aslında Procter and Gamble’ın Türkiye’de sunduğu İpana markasıyla tamamen aynı içeriklere sahipmiş. Dünyada ilk defa beyazlatıcı bantları üreten bir marka olduğu için 3 boyutlu Beyazlık ailesi oldukça ilgimi çekti. Son zamanlarda market alışverişine gittiğim her mağazada ve televizyonlarda sıklıkla İpana’nın yeni ürünü olan Perfection’a denk gelince ve özellikle 3 günde %100’e kadar lekesiz iddasını duyunca denemek istedim ve hemen aldım.

İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu ünvanına sahip bu diş macunu ile deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Diş hekimimin de daha beyaz bir diş için önerdiği İpana 3D White Perfection ile güvenle, bembeyaz gülebiliyorum.

Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içeriyor. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekeleri %100’e kadar etkin biçimde çıkarıp ve bembeyaz bir gülümsemeye sahip olmamızı sağlıyor.

Performansına gerçekten çok şaşırdım. Etkisi inanılmaz! İlk kullanımdan itibaren bile diş yüzeyindeki lekeleri çıkarma etkisini farkediyorsunuz. Keskin nane tadıyla ferahlığı sağlıyor, böylece uzun süre ferah bir nefese de sahip oluyorsunuz. Beyazlatma etkisi bu kadar iyiyken diş mineme hiç bir zarar vermediğini bilmek de çok güzel.


Procter and Gamble’ın tüm dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana ile Türkiye’de de raflarda yerini aldı. Denediğinizde bana hak vereceksiniz:) Kullanmadan kesinlikle inanmazdım, deneyince etkisini gördüm ve mükemmel sonuç aldım.

Tam bir bakım sağlamak için aynı ailenin Oral-B 3D White Luxe ağız bakım suyunu da kullanıyorum. O da diş macunu ve fırçasının ulaşamadığı alanlardaki lekeleri bile çıkararak uzun süre, keskin bir ferahlık sağlıyor.

Unutmadan küçük bir not ekleyeyim; P&G ve İpana ürün performansına o kadar güveniyor ki, memnun kalmazsanız paranızın 2 katını iade ediyor. Bu nedenle beyazlatıcı etkisini kendiniz de görün diye bence gerçekten denemeniz gereken bir ürün.

Ürünü satın almak isterseniz tıklayınız!



P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım.  



#ipanaperfection  #gülüşünügöster


İçerik Kaynak: http://kokoshgirl.com/




Bir boomads advertorial içeriğidir.

Cyrene Shea Orange Nourishing Botanical El Kremi

$
0
0
El kremi kadınlar için olmazsa olmazdır. Her çantada mutlaka bulunur. Hatta çantamızdan çıkarıp sürdüğümüz kremi yanımızdakilere ikram etmek gibi değişik bir huyumuz da vardır.. :)

En çok kullanılan bakım ürünlerinden biri olduğu için piyasada birçok el kremi çeşidi var. Benim el kreminden beklentim öncelikle temiz içerikli olması. Gün içerisinde birden fazla uygulayabiliyorum, içeriğinde paraben, renklendirici, petrol türevi kimyasallar bulunması beni oldukça rahatsız ediyor.

Cyrene son zamanlarda sevdiğim markalar arasında. Black Friday için çıkarttıkları sürpriz kutudan çıkan Organik Shea Butter içeren el kremi, doğal içerikli el kremi arayışımı bitirdi.


Öncelikle ürünün portakal aromalı olmasına üzülmüştüm. Portakal en sevdiğim meyveler arasında ilk 3'te olmasına rağmen turunçgiller içeren ürünler kullanmaktan pek hoşlanmıyorum. Bu ön yargı ile denedim kremi fakat hiç de rahatsız edici olmayan bir kokuyla karşılaştım. Bunun en büyük sebebi portakal aromasının yapay parfümlerle değil doğal portakal aroması ile sağlanmasıydı. Shea yağının etkisini de unutmamak gerek tabi ki. Kısacası kokusuyla benden geçer not aldı.


İçeriğinde parafin, paraben, alkol, renklendirici, parfüm, petrol türevleri bulundurmuyor. Doğal yağlarla zenginleştirilmiş içeriği ile ellere yoğun nem sağlıyor. Shea yağının nemlendirme konusunda tek başına bile ne kadar başarılı olduğu zaten biliniyor. Yapış yapış bir his bırakmıyor, eller tarafından çabucak emiliyor. Etkisi uzun sürüyor. Hem yapısı hem içeriği tam olarak istediğim gibi yani. Geceleri sürüp içim rahat bir şekilde uyuyabiliyorum.

Aldığım zaman yani Aralık'tan beri kullanıyorum, hem çatlayan ellerimi iyileştirdi hem de Ankara'nın kuru ayazında ellerimin çatlamasını engelledi. Çok ağır yapılı olmadığı için yazın da sık sık kullanacağım bir el kremi olacak.
Ürünün tek kötü özelliği, 52 lira olan fiyatı. Doğal içerikli ürünler diğerlerine kıyasla daha pahalı olduğu için bunu da görmezden gelebiliriz sanırım. 100 ml'lik boyunu yaklaşık 4 aydır kullanıyorum ve yarısını anca bitirebildim.

Benim gibi Cyrene Shea Orange Nourishing Botanical el kreminin deneyip bayılan var mı?
 Sizin favori el kreminiz hangisi?

Instagram Oje Günlüğü -3-

$
0
0
Uzun zamandır Instagram'da paylaştığım ojelerimi yazmıyordum. Bahar renklerine geçiş yapmadan önce koyu renkli olanlara bir bakalım istedim.


Golden Rose Rich Color serisi'nden 31 numaralı oje. Çok sevdiğim bir mor tonu. Her mevsim rahatlıkla kullanılabilen bir renk. Ayrıca Golden Rose'un bu serisini çok başarılı buluyorum.


Rossmann'larda bulabileceğiniz Catrice markasının 26 numaralı Raspberryfields Forever ojesi. Çok parlak ve iddialı bir kırmızı tonu. 



Note markasının ojelerini de sıkça kullanıyorum. Kalın fırçaları ile uygulamada çok büyük rahatlık sağlıyor. Bu renk bu markadaki favori renklerimden; 21 numara Berry Chocolate.


Sonbahara en çok yakıştırdığım renklerden biri, Note 19 Dark Rose.


Yaza çok yakışsa da kışın da rahatlıkla kullanabildiğim renklerden biri, Pastel 17 numara. Bence bu renk kesinlikle hakettiği ilgiyi göremiyor. Yakından çok daha güzel pırıltılara sahip. 


Ben hepsini çok severek kullanıyorum, sizin favoriniz hangisi?

Manufaktura Beer Cosmetics Sabun

$
0
0
Manufaktura Çek Cumhuriyeti'nin en ünlü markalarından biri. Ben de gitmeden ismini çok duymuştum. Prag gezim sırasında mağazasını dolaşma fırsatım oldu. Zaten Prag'da o kadar çok mağazası var ki hepsini dolaşmış olabilirim :)
Mağazaya girince mis gibi bir kokuyla karşılaşıyor insan. Her ürün ayrı güzel kokuyor ve ürünlerin ambalajları harika. Mağazayı gezmek, ürünleri tek tek koklamak kesinlikle çok keyifli. Yalnız içerikleri pek temiz sayılmaz. Bu nedenle kokusuna gerçekten bayıldığım bir duş sabunu ve birkaç tane banyo tuzu aldım.


 
Sabun bira serisine ait. Çok farklı bir kokusu var. Daha önce kullandığım hiç bir ürüne benzemiyor. Biranın cilt bakımında kullanımı çok eskilere dayanıyor. İçeriği temiz olmasa da sırf meraktan ve kokusuna karşı koyamadığımdan aldım, pişman değilim.


Cildi kurutmuyor, yalnız herhangi başka bir etkisini gözlemlemedim. Duş sırasında kokusu mutlu etti ya o bana yeter! :)
İçeriğinin temiz olmadığından bahsetmiştim. Malesef SLS içeriyor.


Sürekli kullanılacak ürünler olmasa da, kokuları için bir kerelik alınacak ürünlerle dolu bu mağazayı Prag gezinizde ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Çok güzel hediyelik çeşitleri de var.

Doa Kozmetik Alışverişim

$
0
0
Doa Kozmetik, doğal içerikli ürün kullananlar için özellikle kolay ulaşılabilir olması ve uygun fiyatları nedeniyle en sevilen markalardan biri. 
Ben de bir çok ürününü severek kullanıyorum. Özellikle aktardan markasını bilmediğim bitkisel yağlar almaktansa, doğal içeriğe sahip Doa Kozmetik'ten almak çok daha güvenilir geliyor. Ayrıca doğal sabunlarından da çok memnunum, her alışverişimde bir-iki tane atıyorum sepetime. 
Sanırım Doa Kozmetik'le ilgili tek olumsuz şey bazı ürünlerin stoklarda çok çabuk bitmesi ve tekrar stoğa girmesinin çok uzun sürmesi. Doğal ürünlerin katkı maddesi içermemesi, raf ömrünü kısaltıyor. Bu da stok sorununu doğuruyor malesef. Ama temiz içerikli ürün kullanmak adına bu olumsuzluğu görmezden gelebiliriz bence.



Uzun zamandır stoğa girmesini beklediğim bir ürün vardı; Nemlendirici Serum. Piyasada temiz içerikli nemlendirici bulmak çok kolay değil. Her gece cildime uyguladığım ve uyurken en az 6 saat cildimde kalacak bir üründe zararlı kimyasallar olmasını istemediğim için nemlendirici konusunda çok hassasım. Doa Kozmetik'in bu nemlendirici serumu beni rahatsız eden bir kimyasal içermiyor. İçim rahat bir şekilde uyguluyorum. Yapı olarak gayet hafif bir nemlendirici serum. Cildime etkisini uzun vadede gözlemleyip karar vereceğim. Temiz içeriğiyle kesinlikle bir şans verilmeli!


Uzun zamandır merak ettiğim sülfatsız şampuanı da ekledim sepetime. Sodyum Lauril Sülfat (SLS) ya da benzerlerini içeren şampuanlar kullanmayı yıllar önce bıraktım. Zararlı etkileri bilinse de piyasada SLS içermeyen şampuan oldukça az. Doa Kozmetik'e bir şans vermek istedim. Kokusunun çok kötü olduğu ve hiç köpürmediği gibi yorumlar okuduğum için sadece bir tane sipariş ettim ama bence gayet güzel köpürüyor ve saçı temizliyor. Koku ise herkese göre değişebilir, biberiye ve limon içeriyor. Bence asla rahatsız edici bir koku değil zaten saçları kuruttuktan sonra koku uçup gidiyor. Etkilerini gözlemlemek için bir kaç şişe daha kullanmam gerekiyor. İçeriği ise gayet başarılı :)


Shea Butter ise hindistan cevizi yağı ile birlikte son zamanların favorisi. Kullanım alanları say say bitmez. Yine doğallığına güvenerek shea butter için de benim tercihim Doa Kozmetik oldu. Minik cam bir kavanozda olması çok hoşuma gitti, gerektiğinde çantamda bile taşıyabiliyorum. Sıra hindistan cevizi yağında, onun da stoklara girmesini dört gözle bekliyorum.


Son olarak hint yağı aldım. Bugüne kadar aktardan aldığım hint yağlarının kıvamı bunun kadar yoğun değildi. Doğal hint yağı da böyle yoğun kıvamlı olurmuş. Her gece uygulamaya başladım kaş ve kirpiklerime. Bakalım sonuç ne olacak.

Sizin alıp memnun kaldığınız ve önerebileceğiniz Doa Kozmetik ürünü var mı?

Sevgi Soluk ile Stil ve İmaj Sohbeti'ndeydik!

$
0
0
Geçtiğimiz hafta sonu Nilgün'ün harika organizasyonu sayesinde Sevgi Soluk ile stil ve imaj söyleşisine katıldık.


Sevgi Soluk gerçekten harika bir enerjiye sahip. Saatlerce bizimle sohbet etti, sorduğumuz her soruya tek tek cevap verdi. Buna rağmen gün sonunda enerjisi hiç düşmedi, hiç yorulmadı!



Öncelikle stil ve modadan bahsettik. Dolabımızın olmazsa olmaları neler olmalıdır, vücudumuzu tanıyarak mı giyiniyoruz gibi soruların cevabını aradık hep birlikte.
Daha sonra güzellik sırlarına geçtik. Sevgi Hanım'a göre en büyük yatırımı cildimize yapmalıymışız, çünkü cildimiz en büyük vitrinimiz.

Mesela her kremin farklı bir sürme şekli varmış. Cilt bakım kremlerini asla spatula ile sürmemeliymişiz, ellerimiz bu iş için oldukça işlevselmiş :)


Nemlendirici sürerken boynumuzu, ensemizi asla unutmamalıymışız! Boynumuza masaj yaparak da sarkma ve kırışıklıkların önüne geçebilirmişiz.


Etkinliğin bu kadar keyifli olmasının en büyük sebebi, Sevgi Hanım'ın herkesin bildiği şeylerden değil de doğru bildiğimizi düşünerek aslında yanlış yaptığımız şeylerden bahsetmesiydi bence. Kozmetik, moda, bakım ve güzellikle bu kadar iç içe olan bizlere, hiç sıkmadan bu kadar saat kendini dinletebildiği için Sevgi Hanım'ın önünde saygıyla eğiliyorum! :)


Siz de Sevgi Hanım'ın bu harika bilgilerinden yararlanmak isterseniz, kendi adını verdiği stil ve imaj danışmanlığı ile iletişime geçebilir ya da internet sitesini inceleyebilirsiniz; http://www.sevgisoluk.com/
Yolu Sevgiden Geçenler isimli bir kitabı mevcut, bir diğeri de yoldaymış!


Bir de bize verdiği ipuçları, enerjisi, hoş sohbeti yetmezmiş gibi hediyeler getirmiş Sevgi Hanım! Medik8 markasına ait nem serumu ve Couleur Caramel firmasının rengarenk farlarından oluşan bu paketten bilin bakalım bana hangi renk çıktı?


Sevgi Hanım'a bir kez de buradan teşekkür ediyorum! Bir sonraki buluşmayı şimdiden iple çekiyorum! :)

Bizi harika ağırlayan Via Flat Yaşam Sokağı'nda bulunan Liva Gurme'ye de çok teşekkürler! Bu arada yeşil çay sunumuna bayıldım!


O güne ait birbirinden güzel fotoğraflar için de Zeynep'e (@lariendijital) çok teşekkür ediyorum!

Bu harika etkinliği hazırlayan Nilgün'e ayrıca çok teşekkürler! Gerçekten çok keyifli bi gündü, ellerine sağlık! Devamını bekliyoruz :)

Pakmaya'dan Yeni Pudingler

$
0
0
Geçtiğimiz günlerde Pakmaya'dan bir paket aldım. 
Çok sevimli kocaman paketin içinden Pakmaya'nın yeni çıkardığı geleneksel Türk lezzetleriyle hazırladıkları pudingleri çıktı. 



Çikolatalı portakallı, vanilyalı tarçınlı, türk kahveli, güllü ve bal bademli beş yeni puding yapmışlar. Ben puding konusunda biraz önyargılıyımdır, puding dediğin çikolatalı olur! O yüzden ilk olarak çikolatalı portakallı pudingi denedim :)


Pudingin yapılışı çok kolay. Bildiğimiz yöntemle yapılıyor, 250mı (yaklaşık 2,5 su bardağı) süt ile toz puding karışımını bir tencereye alıyoruz. Orta ateşte sürekli karıştırarak pişiriyoruz. Kaynamaya başladıktan sonra biraz daha pişirip altını kapatıyoruz. Kaselere aldığımı pudingleri biraz oda sıcaklığında soğuttuktan sonra buzdolabına alıyoruz. Tam 4 kişilik oluyor.


Portakal zaten çok sevdiğim bir meyvedir, çikolataya da çok yakıştırırım. Bu pudingi ne kadar çok sevdiğimi anlatmama gerek yok sanırım. İçinde oldukça yoğun bir portakal tadı, hatta portakal tanecikleri var. Kesinlikle sürekli alıp yapacağım bir puding olacak.


İkinci sırada vanilyalı tarçınlı puding var! Tarçın da her şeye yakıştırdığım ve çok sevdiğim tatlardan. Dediğim gibi çikolatasız pudinglere çok önyargılıydım. Vanilya her zaman sevdiğim bir şey değil ama tarçınla uyumunu çok sevdim. İki tat da fazla ağır değil, ikisi de eşit yoğunlukta ve birbiriyle çok uyumlu olmuşlar. Alternatif bir tat arayanlar denemeli bence. Özellikle tatlılar ya da pastalar içinde kullanıma çok uygun bir karışım olmuş.


Bu satırları yazarken de dolaptan yeni çıkardığım türk kahveli pudingimi kaşıklıyorum :)
Türk kahvesini tek başına çok sevsem de özellikle çikolatanın içinde çok da tercih etmiyorum. Bu nedenle en çok merak ettiğim puding bu oldu sanırım. Düşündüğümden çok daha güzel bir tatla karşılaştım. Çok yoğun kahve tadı yok, kahve severlerin mutlaka seveceğini düşünüyorum. Özellikle evde tiramisu yaparken kullanılabilir. Hem çok pratik hem de çok lezzetli.


Genel olarak pudingler hafif, çok şekerli değil. Aromaları gayet yeterli. Diğer ikisini henüz denemedim ama benim favorim tabi ki çikolatalı portakallı oldu, sizin favoriniz hangisi?

Bu yeni tatları deneme fırsatını sunduğu için Pakmaya'ya çok teşekkür ederim.

Cyrene Milky Gentle Cleansing Oil

$
0
0
Bu aralar cilt bakımında değişik şeyler deniyorum. 
Cyrene'in makyaj temizleme yağı son zamanlardaki yeni gözdem :)


Normalde günlük cilt bakımı rutinimde makyaj temizliyicilere ayrı bir yer ayırmak bana çok zor gelir. Yüz yıkama jelimle köpürterek yıkayıp temizlerim genelde makyajımı. Bunun uzun vadede göz çevreme çok da iyi gelmeyeceğini düşündüğümden en azından göz makyajımı temizlemek için bir adım daha ilave ettim yüz temizleme rutinime. 


Genelde makyajımı temizlemek için misel suları tercih ediyorum, waterproof bir ürün kullandıysam da bu tür ürünler için olan çift fazlı temizleyicileri kullanıyorum. Bu ürünlerle gözden o makyajın çıkması oldukça zahmetli oluyor. 2 pamuk 3 pamuk, biraz daha ovala derken iyice yıpratıyormuşum gibi geliyor. Bu nedenle alternatif bir yol olan makyaj temizleme yağı denemek istedim. 


Cyrene Milky Gentle Cleansing Oil makyajı ve ciltte biriken kiri derinlemesine temizleyen bir ürün. Adından da anlaşıldığı üzere yağ formunda. Kuru cilde kuru ellerle masaj yaparak uyguladıktan sonra suyla durulanıyor. Bu sırada suyla temas ettiğinde losyon kıvamına geliyor ve arındırılması kolaylaşıyor. 
Ben göz makyajımı temizlemek için kullanıyorum. Öncelikle 1-2 pompa ürünü ellerimde ısıtıp göz çevreme uyguluyorum. Tüm makyajımın çıktığını hissettiğim anda ılık suyla durulamaya başlıyorum. Zaten ister istemez bu durulama sırasında yüzümün diğer bölgelerine de temas ediyor bir miktar. Arkasından tüm cildimi normal olarak kullandığım yüz yıkama jeliyle yıkıyorum. Bu şekilde tüm yağ ciltten arınmış oluyor, bu adımı atlarsanız sadece suyla arındırmak biraz zor.
Gözlerle temas etmemesi gerektiği yazıyor uyarılar arasında. Ben gözümü açtığım halde her hangi bir yakma yapmadı. İçine çok kaçtığı da söylenemez. Uygulaması gayet rahat yani. 

Waterproof ürünleri sadece yazın kullanıyorum bu nedenle o tür ürünlerle henüz deneme yapamadım. Benim kullandığım tüm ürünleri temizlemekte gayet başarılı. Yoğun göz makyajımı tek seferde çıkarabiliyor. Kullandıktan sonra cildim fazlasıyla yumuşak oluyor. Ayrıca yağı cilde uyguladıktan sonra sıcak suyla ıslatılmış havlu ile de temizleyebilirsiniz. Bunu da haftada bir yapıyorum. Böylece gözeneklerin temizlenmesini sağlıyorum.


İçerik olarak diğer Cyrene ürünleri gibi paraben veya başka zararlı bir kimyasal içermiyor.

Ben Cyrene Milky Gentle Cleansing Oil'i çok sevdim. Sizin favori makyaj temizleme yönteminiz ne? Bu ürünü denediniz mi?

The Balm - Meet Matt(e) Trimony

$
0
0
The Balm en sevdiğim marka diyebilirim! Benzerlerine oranla daha temiz içeriğe sahip olması, yüksek kalite/fiyat oranı, kolay ulaşılabilir olması, eğlenceli ambalajları ve tabi ki karşı konulamaz indirimleri sayesinde benim vazgeçilmezim haline geldi.


The Balm'ın son çıkardığı Meet Matt(e) Trimony palet ise ha-ri-ka! 



Farda ışıltıya bayıldığım için pek mat farım yoktu. Meet Matt(e) Trimony tam da mat far arayışına girdiğim anda çıktı. Meet Matt(e) Nude da mat renklerden oluşan bir palet ama Trimony'de bulunan renkler çok daha farklı. Hem kendine özgü, benzerini kolayca bulamayacağınız renkler içeriyor hem de çok temel renkler. Hem günlük makyaja uyarlayabilirsiniz hem geceye.


İlk sıradaki farlar Matt Lin, Matt Thomas, Matt Rossi.
Matt Lin tam bir baz rengi. Göz kapağının rengini eşitlemek için çok uygun.
 Palette kullanmayacağım tek renk Matt Thomas. Çok çiğ bir pembe bana göre. Geçiş rengi, baz ya da aydınlık vermek için kullanılabilir ama ben beceremiyorum bu rengi kullanmayı. 
Matt Rossi ise benim için tam bir sürpriz oldu! Hiç beklemediğim kadar güzel bir renk. Gri gibi görünse de çok tatlı bir lila bazen pembe aynı zamanda gri ve kahve gibi duruyor. Ya da hepsinin karışımı! :) Sanırım aldığımdan beri en çok kullandığım renk oldu diyebilirim. Hafif dağıtılmış koyu kahve göz kalemiyle harika bir smokey görüntü elde ediliyor. BAYILDIM!


İkinci sıra ise favorim! Matt Lopez, Matt Kumar ve Matt Moskowitz'den oluşuyor.
Matt Lopez bronz-tarçın rengi. Bronz makyajları harika tamamlıyor. Crease bölgesini ısıtmak için de kullanılabilir.
Matt Kumar ise benim bu far paletini alma sebebim diyebilirim! Mont Balm paletindeki Aspen rengini çok severek kullanıyorum. Kahveye kaçan bir bordo Aspen. Her seferinde biraz daha açığı, biraz daha kızıl-kırmızısı olsa diye düşünürdüm, The Balm yapmış! :) Tek başına o kadar güzel ki başka bir renkle karıştırmaya ihtiyaç duymuyor insan. Hafif uygulayarak gündüz, yoğun uygulayarak gece makyajında kullanılabilir. Çok seviyorum <3
Matt Moskowitz koyu bir mor. Smokey makyajların vazgeçilmezi bence. Ayrıca eyeliner olarak ya da alt kirpik dibinde çok severek kullanıyorum.


Son sıra ise Matt Evans, Matt Reed ve Matt Ahmed'den oluşuyor. 
Matt Evans tam bir sütlü kahve. Kahve makyajlar için geçiş rengi olarak kullanıyorum ve renkleri çok güzel yumuşatıyor. 
Matt Reed koyu ve acı bir kahve. Matt Evans ile çok uyumlular!
Matt Ahmed ise tam bir siyah! Mat, simsiz ve siyah! Gri ya da laciverte kaçmıyor. Çok başarılı, pigmentli bir renk. Çok kolay dağıtılıyor. Eyeliner olarak da kullanılabiliyor.

Farlar genel olarak yumuşak ve kolay dağıtılabiliyor. Hafif bir tozutma var fakat sadece palet üzerinde. Göze uygulanırken herhangi bir tozutma yok. Yapısı, kalıcılığı diğer The Balm farları gibi, gayet başarılı. Paraben ve talk içermemesi ise en sevdiğim yanı!

Mat bir far paleti arıyorsanız bence Meet Matt(e) Trimony tam size göre!
Sizin favori renginiz hangisi?

#SiyahBeyazBirHayatYaz Blogger Etkinliği

$
0
0
Geçtiğimiz hafta Kübra'nın düzenlediği Siyah Beyaz Bir Hayat Yaz Etkinliği'ndeydik. 



Daha doğrusu Kübra ve Mustafa ortak yapımıydı bu etkinlik. Fakat Mustafa işleri dolayısıyla katılamamış. Kübra etkinliğin hazırlık sürecinde bir sürü şanssızlık yaşamış. Buna rağmen bizim için bir sürü şey düşünmüşler. Bir kez buradan teşekkür ediyorum. Ellerinize sağlık!


Bakalım bize neler hazırlamışlar!

Mediwell el, ayak ve topuk bakım kremleri ile minik dudak bakım kremlerinden oluşan bir set göndermiş. Özellikle Tutti Frutti aromalı olana bayıldım.


Selin mini boy kolonyalarından göndermiş, lavanta aromalı olan tabi ki favorim! Tam çantaya atmalık boy.

HC Hair Care saç bakım kompleksi zaten severek kullandığım bir üründü, bu kullanacağım kaçıncı şişe belli değil.

Baby Corner bebekler için %100 pamuktan oluşan ağız ve ter bezi göndermiş. Bu ürünü de özellikle cilt temizliğinde kullanmayı düşünüyorum.

LeSoleilşampuan ise daha önce hiç denemediğim bir marka ve ürün olduğu için oldukça meraklıyım.
Revox ve İnan Cam Sanat diğer sponsorlardandı.

Bu cici bilekliklerimiz ise Lilyyumtr'den.


Tüm sponsorlara teşekkürler!

Sevdiğin Sanatçılara Oy Vermek ve Kırmızı Halıda olma şansı yakalamak için son gün Pazar günü!

$
0
0
Bu yıl 43.’sü düzenlenecek olan Pantene Altın Kelebek Ödülleri’nde televizyon ve müzik dünyasının yıldızları sizin vereceğiniz oylarla parlıyor. Oylamaya katılarak sevdiği sanatçıları ödüle bir adım daha yaklaştırdıktan sonra güçlü ve sağlıklı görünen saçlarıyla fotoğrafını paylaşan 10 kişi, ayrıca geceye katılarak benzersiz deneyimler yaşama fırsatı yakalıyor.



Bu yıl 43.'sü gerçekleşecek Türkiye’nin en prestijli ödül töreni “Pantene Altın Kelebek Ödülleri” için oylamada son hafta! Sevdiği sanatçıları oylarıyla destekleyenler arasından seçilecek 10 kişi ayrıca geceye Pantene’le hazırlanacak, kırmızı halıda sevdiği sanatçılarla tanışma fırsatı kazanacak.

Türkiye’nin sevilen yıldızlarını bir araya getiren “Pantene Altın Kelebek” ödül töreni heyecanına katılmak çok kolay. En sevdiği sanatçılara oy verdikten sonra güçlü ve sağlıklı görünen saçlarıyla fotoğrafını paylaşan katılımcılar, ödül gecesinde benzersiz deneyimler yaşama şansı yakalayacak. Seçilecek 10 kişi geceye Pantene’le hazırlanacak, alanında uzman kişilerden tavsiyeler alarak kırmızı halıda parlayan saçlarıyla yürüyecek.


Oylamaya katılmak ve gecenin yıldızı olmaya hak kazanmak için: http://www.pantenealtinkelebekodulleri.com/

Sosyal medyada  #PanteneAltinKelebek etiketini ve Pantene Türkiye Instagramve Youtube sayfalarını takipte kalın!









Bir boomads advertorial içeriğidir.

Mom Jeans

$
0
0
Son zamanlarda her mağazada karşıma çıkan yeni trendimiz Mom Jeans!
Skinny ve yüksek bel kot pantolon görmekten bıkmışken 90'ların modası yüksek belli, paçaya doğru daralan, kısa paça pantolonlar geri döndü! Bu kesimin günümüzdeki adı ise Mom Jeans!

Bundan önceki trend olan Boyfriend Jean'lere, benim gibi hiç ısınamamış olanlar Mom Jean'lere bir şans vermeliler. Boyfriend Jean'lerden en önemli farkları, belinin çok daha yüksek olması ve vücudu sarması diyebiliriz. Boyfriend adı üstünde daha erkeksi iken Mom Jeans daha feminen bir kesim. Bunun yanı sıra rahat görünümüyle hem günlük kombinlerde hem gece çıkarken rahatça kullanılabilir.



Crop top'lar, basic tişörtler, kazaklar, gömlekler.. Kısacası neredeyse her şeyle kombinlemek mümkün. Özellikle spor ayakkabılarla benim favorim! Siyah deri bir kemer kullanarak da kombini özelleştirebilirsiniz.

Özellikle Gigi Hadid ve Kendall Jenner bu modeli günlük kombinlerinde oldukça sık kullanıyor.




Şu an hemen hemen her mağazada, çarşıda, pazarda bulunabilen bu modelleri deneyip, vücudunuza en uygunu, en yakışanı bulmanızı öneririm.
Piyasada oldukça fazla renk ve çeşit var. Yırtık modeli, armalısı, motiflisi, taşlısı.. 
Aşağıdaki modeller Mom Jeans almak isteyenlere belki bir fikir olur.



Benim seçimim mavi ve düz modelden yana. Sizin favoriniz hangisi? 
Belki de annenizin 90'lı yıllardan kalan vintage parçaları vardır, hadi sandıkları karıştırmaya! :)

Oza Coffee House Ankara'da!

$
0
0
Ankara'da yeme içme kültürünün ne kadar gelişmiş olduğunu herkes bilir. Denizimiz yok ama kafelerimiz, restoranlarımız var, hem de en güzellerinden! :)
Oza Coffee House da Ankara'ya en yeni gelenlerden! Tunalı Hilmi Caddesi'nde açılan Oza Coffee House aslında bir Kıbrıs markası ve Türkiye'de ilk şubesini geçtiğimiz günlerde açtı.



Nilgün'ün tatlı davetiyle Oza Coffee House'u görmeye, kahvelerini ve yemeklerini tatmaya gittik.


Bi mekanın Şinitzel'i güzelse, her şeyi güzeldir benim için. Referans noktam Şinitzel diyebiliriz :) Oza Coffee'nin de Şinitzel'ini çok başarılı buldum. Yumuşacık ve lezzetliydi. En yakın zamanda özel olarak şinitzel yemeye gitmeyi düşünüyorum. :)


Makarna severler için de tavuk suyunda pişmiş bol tavuklu, kremalı makarna da çok lezzetliydi.


Fajita fotoğraftan göründüğü gibi oldukça bol malzemeli ve bol lezzetliydi! :)


Dumanı üstünde yemek isteyenlere özel fajita!


Hepimizin bayıldığı kuymak ise Trabzonlu eller tarafından hazırlanıyor! Karadeniz'deki kadar bol yağlı yapılmıyor, daha hafif. Masada en çabuk biten yiyecek kuymak oldu sanırım.. 


Yemeklerden sonra sıra geldi kahvelere! 
Öncelikle yemeğin üstüne Kıbrıs'ın çifte kavrulmuş kahvesini içtik. Bizim klasik Türk Kahvesinden biraz daha sertti, kahve severler mutlaka denesin!


Arkasından sifon yöntemi ile demlenen kahvelerimizi de içtik. Bu konuda da oldukça iddialılar.

  

Benim için en güzel sürpriz ise kahvelerimizin yanında gelen Marlenka oldu! Çek Cumhuriyeti'ne ait bu tatlıyı Ankara'da yapan çok fazla yer yok. Sırf bu tatlıyı yemek için gidilecek bir mekan Ozo Coffee House! :) Diğer pasta çeşitleri de gayet güzeldi ama Marlenka benim favorim..


Bol bol yedik içtik, sohbet de şahaneydi, yemekler de! 
Oza Coffee House Tunalı'da bol bol gidilecek, uzun uzun oturulacak mekanlar arasına girdi benim için. :)


Bu güzel gün için Nilgün'e ve Oza Coffee House ailesine tekrar teşekkürler! 

Ankaralı Bloggerlar Pino'da!

$
0
0
Geçtiğimiz günlerde Nilgün sayesinde yine harika bir etkinliğe katıldık.
Ankara'yla özdeşleşmiş bir marka olan Pino Kozmetik Ankaralı Bloggerları ağırladı. 



Fotoğraf : Başak<3


Pino 25 yıllık bir marka ve bünyesinde başka mağazalarda bulamayacağımız markalar da dahil olmak üzere çok fazla ürün çeşidi barındırıyor. 


Beyu, Make Up Factory, Monteil sadece Pino Kozmetik'lerde bulabileceğimiz markalardan. Özellikle Beyu benim çok merak ettiğim ama denemeye fırsat bulamadığım bir markaydı. Monteil'in de cilt bakım ürünlerini oldukça merak ettim. 


Pino'nun Ankara'da 16 şubesi var, bu demek oluyor ki hepimize yakın bir Pino mutlaka vardır :) Ayrıca kenti internet sitesi üzerinden de alışveriş imkanı var, tık tık!
Pino Kozmetik sık sık indirim ve kampanyalar da yapıyor, takip etmenizde fayda var.


Cecile'in satış müdürü Fatma Hanım, bize marka ve ürünlerle ilgili bilgiler verdi. Cecile de daha önce hiç kullanmadığım ve bu kadar çok ürün çeşidinin olduğunu bilmediğim bir markaydı. Her cilt tipi için ayrı ayrı cilt ürünü olması çok büyük bir artı. Özellikle Jeju Pudrasını çok merak ediyor ve denemek için sabırsızlanıyorum.


Mağazadaki keşif turunun ardından kahvelerimizi içip sohbet etmek üzere Havelka'ya geçtik. Bu sırada Pino'nun bize hediye ettiği kocaman çantaları karıştırdık, ürünler hakkında bilgi alışverişinde bulunduk :)


Birçoğu daha önce kullanmadığım markalardan oluşan ürünler ve harika organizasyon için Pino Kozmetik ve çalışanlarına, davet için ise Nilgün'e bir kez de buradan teşekkür ederim. Ürünleri denedikçe blogda yorumlayacağım, ben de merakla bekliyorum sonuçları.

Procsin AquaBio Cleansing Water

$
0
0
Geçtiğimiz günlerde Nilgün'ün davetiyle katıldığımız Ankaralı Bloggerlar Pino'da etkinliğinde, bize kocaman bir paket hediye etmişti sevgili Pino Kozmetik. İçinde çoğunlukla sadece Pino'da satılan ürünler vardı ve birçoğu daha önce denemediğim markalardı. Bu nedenle çoğunu hemen kullanmaya başladım. En çok sevdiklerimi de bir an önce paylaşmak istedim. Procsin AquaBio Cleansing Water da bunlardan biri.

Bu aralar bir makyaj temizleyici arayışındaydım. Cilt temizliğim için bu tür ürünler kullanmasam da göz makyajım için makyaj temizleyici bir ürüne ihtiyaç duyuyorum. Özellikle bu aralar çok severek kullandığım Maybelline Lash Sensational rimelin ne kadar zor temizlendiğini kullananlar bilirler. Göz çevremde yağ içeren ürünler kullanmak, minik yağ bezeleri oluşmasına sebep olabildiği için makyaj temizleme suları kurtarıcım oluyor. 



Procsin AquaBio Cleansing Water, Pino etkinliğinde tanıştığım bir ürün oldu. Göz makyajımı, özellikle rimelimi temizlemeyi başarabilen nadir ürünlerden biri. Ped pamuklara döktüğüm ürünü gözlerimi kapatıp, göz çevreme uyguluyorum. Ürünün üzerinde gözle direkt temas ettirilmemesi gerektiği yazıyor fakat uygulama sırasında göze kaçabiliyor. Bu konuda dikkatli olmak gerekiyor çünkü göz yakıyor. Ürünle ilgili tek eksi nokta bu sanırım.


Ürünün sevdiğim bir diğer özelliği ise içeriği. Propilen glikol dışında beni rahatsız eden bir kimyasal içermiyor. Göz çevresi oldukça hassas bir bölge olduğu için içeriğin temiz olması ürün seçiminde çok önemli bir etken. Ayrıca göz çevremde yağlanma ya da kurutma yapmadı. Göz çevresi için her cilt tipine uyacağını düşünüyorum.


Procsin ürünleri sadece Pino Kozmetik'lerde satılıyor. Ankara'da değilseniz de üzülmeyin, Pino Kozmetik internet sayfasında online alışveriş imkanı da var, tık tık!

Procsin markasıyla tanışmak için çok doğru bir ürün seçmişim, bu referansla diğer ürünleri de denemeyi düşünüyorum. Sizin deneyip memnun kaldığınız, tavsiye edebileceğiniz Procsin ürünleri var mı?

Oseque High End Touch BB Krem

$
0
0
Kore kozmetiklerini çok seviyorum. Cilt ürünleri özellikle BB Kremler konusunda Kore markaları bir numara! 
Limonian kaliteli Kore Kozmetiklerini bizimle buluşturan bir site. Oseque markasının Highend Touch Fondöten+BB Kremini Limonian sayesinde deneme şansı buldum. Günlük makyajımda sadece BB krem kullanıyorum bu nedenle en çok tükettiğim ürünler arasında. Bu ürün de hakkında birçok olumlu yorum okuduğum için deneme listemin ilk sırasında yer alıyordu.



Öncelikle ürünün en farklı yanı sünger başlığı. Bu silindirik başlık sayesinde ayrıca bir fırçaya ihtiyaç duyulmuyor. Yan taraftaki düğme, ürünün çıkmasını sağlıyor. Dönen silindirik sünger sayesinde cilde homojen bir şekilde uygulanabiliyor. Burun kenarları, dudak çevresi gibi incelik isteyen bölgelere çok ulaşamıyor ama bu çok önemli bir sorun değil bence. Hatta ben ürünü cildime 2-3 pompa uyguladıktan sonra ellerimle dağıtıyorum. Bu şekilde de iyi sonuç alıyorum. Sünger anti-bakteriyel özelliğe sahip ama kolaylıkla çıkarıp ihtiyaç duydukça yıkanarak temizlenebiliyor.


Kapatıcılık özelliği harika! Bir BB krem için yüksek kapatıcılığa sahip diyebilirim. Cildimi aydınlık ve parlak gösteriyor. Grilik barındırmıyor. Bendeki 21 numara Light Beige rengi. Açık gelir diye korktum ama renk ciltle bütünleşiyor. Çok esmer bir ten renginiz yoksa 21 numara size uyacaktır. Cildimde kuruluk ya da yağlandırma yapmadı. Kalıcılığı gayet iyi, gün sonunda bile hala cildimde bozulmadan kalıyor.



6 Çeşit bitkisel ekstrakt ve ronaflair, propolis, bifida gibi cilde yararlı maddeler içeriyor. İçeriğinde bulunan Talk benim çok hoşlanmadığım bir kimyasal. Ürünle ilgili tek olumsuz özellik diyebilirim. Malesef bu kimyasal nerdeyse bütün BB kremlerde bulunuyor. Genelde içerik listesinde ilk sırada bulunan talk, bu üründe daha alt sıralarda. Bu da demek oluyor ki içerikteki talk miktarı daha az. Bir de kutu üzerindeki içerik listesi sadece korece olduğu için bana bir şey ifade etmedi. :) İnternetten ayrıca arayıp buldum, kutu üzerine anlayabileceğimiz harflerle eklenirse çok güzel olur.


Ayrıca ürün SPF 34 PA++ yani cildi hem UVA hem UVB ışınlarından koruyor.

Ürünü incelemek ve satın almak isterseniz, tık tık!
Sizin favori BB kreminiz hangisi? Kore ürünlerini seviyor musunuz?

YOLO Dünyası için Geri Sayım Başladı!

$
0
0
haydar-colakoglu-yolo-uygulama

Ulaşımda En Pratik Yol O!  sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı YOLO.

YOLO, şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış.

YOLO’yu dünyadaki benzerlerinden farklı kılan en önemli özellik TR’de hukuksal altyapısının sağlamlığı ve farklı kazanç modelleri. YOLO, hem kullanıcılara, hem de iş ortaklarına sağladığı yeni nesil bir iş modeli ile kısa sürede yola çıkıyor.

haydar-colakoglu

YOLO, TEB Holding ve Çolakoğlu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Haydar ÇOLAKOĞLU başkanlığındaki güçlü yatırımcı ve yönetim kadrosu ile de dikkat çekiyor. Yönetim kademesindeki 12 kişilik tecrübeli ekibin, 1 yıl süren çalışmaları sonucu ortaya çıkardıkları YOLO, şehir hayatına yeni bir soluk getirmeyi planlıyor.

haydar-colakoglu-teb-genel-mudur

haydar-colakoglu-teb


Haydar Çolakoğlu teb genel müdür

haydar çolakoğlu kimdir

Ulaşımdaki zorlukları keyif ve konfor ile çok uygun koşullarda sunmayı hedefleyen ekip adına konuşan YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar ÇOLAKOĞLUşunları söyledi;

“Günümüzde temel ihtiyaçlarımızdan biri olan şehir içi konforlu seyahatin hızlı, güvenli ve ucuz olarak sağlanabilmesi başlangıç noktamızdı. Bununla birlikte, kayıt dışı kalan birçok seyahatin kayıt altına alınarak vergilendirilmesi, sektörde hukuksal altyapının sağlamlaştırılması yeni düzende yeni normallere alışan bizler için çok önemli. İşlerimize teknolojiyi en verimli şekilde entegre etmek hem kullanıcılarımıza hem de iş ortaklarımıza yüksek kazanç sağlayacaktır.

YOLO yüzde yüz yerli yapım bir uygulamadır. Amaçlarımızdan biriside bu iş modelini hızlı bir şekilde ülke dışında da kullanılan bir marka yapmaktır. YOLO’nun temel felsefesi bundan ibarettir.

Kendi kurucularımızın sağladıkları desteklerin yanında, henüz başlangıç aşamasında iken Los Angeles merkezli bir yatırım şirketinden 16 milyon dolar değerleme ile bir kısım yatırım aldık. Kendileri ile yaptığımız çalışmalar sonucunda da “you only live once” baş harflerinden oluşan YOLO isminde karar kıldık. Bunun yanısıra Los Angeles, San Francisco, Londra ve Zürih merkezli yatırımcı grupları ile de görüşmelerimiz devam etmekte. Bu güç birliği platformu ile hem UBER gibi bir dünya devine rakip olacak, hem de Türkiye’den bir dünya markası çıkartabilmek için çalışacağız.

haydar-colakoglu-yolo-turkiye

Başlangıç gününde 300’ün üzerinde araç ile hizmet verecek olan YOLO ile kullanıcılar, tek tuş ile araç çağırabilecek, ulaşım ücretlerini kredi kartları ile ödeyebilecekler. Araçta unuttukları herhangi bir eşyanın güvende olduğunu bilecekler. Yıl sonu hedefimizde 1000’i aşkın araçla hizmet vermek var.

Bu uygulamaların yanısıra yolcularımızı çok özel kampanyalardan da faydalandıracağız. Farklılıklarımız, ilk günden bu ayrıcalıklar ile görülecek. Kasim ayında acilacak beta surumu ile İstanbul`un bazi seckin mekanlarinda yapilacak test surusleri ile hizmete baslayacak olan uygulama üzerinden özellikle tanıtım günlerimizde kayıt yaptıran yolcularımıza 15 Aralık - 4 Ocak tarihleri arasında ücretsiz ulaşım hakları, çeşitli promosyonlar sağlayacağız. Açılışa özel bu kampanya gibi birçok büyük kurumdan da kampanya desteği alan YOLO ile yolculuklarınızın standartları değişecek. YOLO’yu hepinize tavsiye ediyorum. YOLO dünyasına hoş geldiniz.”

GooglePlay ve AppStore dan indireceğiniz uygulama sayesinde YOLO dünyasında siz de yerinizi alın. Detaylı bilgi ve iletişim için www.yolo.com.tr adresinden YOLO’ ya ulaşabilir @yolo_turkiye Instagram adresinden de takip edebilirsiniz.


Bir boomads advertorial içeriğidir.

Bioderma Hydrabio Perfecteur SPF 30 Nemlendirici

$
0
0
Cilt bakımı ürünleri arasında iki favorim var; nemlendiriciler ve güneş kremleri. Her gün kullanılan ürünler olduğu için de içerik, yapı ve cilt üzerindeki uzun süreli etkileri oldukça önemli. Bu nedenle ürün seçerken çok fazla noktaya dikkat etmek, doğru ürünü bulmak içinse bol bol ürün denemek gerekiyor.


Geçtiğimiz günlerde Dermokozmetika denemem için Bioderma Hydrabio serisinden bir nemlendirici gönderdi. Cilt doktorum da bana Hydrabio serisini önermişti. Aynı serinin gece kullanılan nemlendiricisini kullanıyordum ve çok memnundum. Normalden yağlıya dönük cildim kış soğuklarıyla pul pul oluyor. Bu nedenle makyaj öncesi cildimi iyice nemlendirmem gerekiyor. Tabi kullandığım kremin yağsız olması gerekiyor.



Bioderma Hydrabio Perfecteur, gündüz kullanılabilen bir nemlendirici. Makyaj altında harika bir baz oluyor. Cilde hafif bir ışıltı veriyor. Bu ışıltı yağlı gibi değil canlı bir parlaklık. Üzerine uygulanan makyajın kalıcılığını arttırıyor. Cildi yeterince nemlendiriyor ama çok kuru ciltler için yeterli olmayabilir. Normal, karma ve kuru ciltler rahatlıkla kullanabilir.
30 faktör güneş koruyucu içermesi ise en büyük artılarından. Evden çıkmadığım günlerde sadece nemlendirici ile günü geçirebiliyorum.


İçerik olarak doğal ya da organik olmasa da benzer ürünlere göre oldukça temiz sayılır. Beni rahatsız eden zararlı bir kimyasal içermiyor. Oldukça hafif bir yapısı var, cilde uygulandığında ağırlık yapmıyor. Kısa sürede emiliyor, yağlı bir his bırakmıyor.
Ürünün pompalı bir şişede olması kullanım kolaylığı sağlıyor. Tek pompada tüm yüz için yeterli miktarda ürün çıkıyor ve şişenin ağzında ürünün kuruması ya da birikmesi önlenmiş oluyor.
Ben hem doktorumun önerisi hem de kendi deneyimlerime dayanarak, bütün Bioderma ürünlerini içim rahat bir şekilde kullanıyorum.


Bioderma Hydrabio Perfecteur SPF 30 ve diğer Bioderma ürünlerini incelemek isterseniz, Dermokozmetika’ya mutlaka bir göz atın. Çünkü gördüğüm en uygun fiyatlar bu sitede. Ayrıca kargo konusunda oldukça hızlılar. Ürünün gönderileceğini söylemelerinin üzerinden 24 saat geçmeden kargo elime ulaştı. Paketleme oldukça özenliydi ve yanında bolca tester koymuşlardı. Benim için dermokozmetik ürünlerde Dermokozmetika’yı çekici kılan en önemli iki özellik uygun fiyat ve hızlı kargo olmasıydı. Bundan sonra da sıkça tercih edeceğim bir site olacak. Hatta testerların içinde bulunan Phyto saç kremine bayıldım, en kısa sürede tam boyunu almayı düşünüyorum.
Siz en çok hangi Bioderma ürününü seviyorsunuz? Dermokozmetika’yı denediniz mi?

Kozmetik Bloglarından Duyuru

$
0
0
Kozmetik blogu yazarları olarak bir süredir aramızda konuştuğumuz ve bizi rahatsız eden konuları sizinle de paylaşalım; bir kez daha ve umut ediyoruz ki son kez biz kimiz, ne yaparız, amacımız ne anlatalım istedik. Umuyoruz ki bu açıklama ile hem kendimizi size anlatabiliriz; hem de son zamanlarda kulağımıza gelen, son derece yanlış ve verdiğimiz emeği hiçe sayan algı operasyonlarını değersizleştirebiliriz!


Tasarım:Parti Maymunu

Biz kozmetik blogu yazıyoruz; "hobimiz" bu renkli dünya yani! Makyaj malzemelerini gördüğümüzde aşkla bakıyoruz, gözlerinden kalpler çıkan emojilere dönüyoruz. Yeni bir üründen bahsederken sesimiz yükseliyor; kalp atışlarımız hızlanıyor. Saatlerce bir rujun "rose gold" ambalajına güzelleme yapabiliyoruz; ya da bir marka tenimize uyan fondöten getirmediğinde günlerce söylenebiliyoruz. Yeni bir far paleti aldığımızda kullanmadan önce günlerce bakışıyoruz. Fırçalarımızı arada bir elimize alıp okşuyoruz; yumuşaklıklarıyla kendimizden geçiyoruz. Kozmetiği yalnızca sevmiyoruz; tutkuyla bağlıyız. Biliyoruz ki aranızda bizim gibi olanlar, bu yazıları okuduğunda "deli galiba" demeyenler de var! Ama biz kozmetik blogu yazarı olarak, bu tutkumuzu bir farklı seviyeye taşıyıp, kozmetiklerle ilgili bildiğimiz ve anladığımız ne varsa yazmayı da seviyoruz. Okuyanlara bizim gözümüzden bu güzellikleri anlatmayı, iyi-kötü ne varsa paylaşmayıyeniliklerden sizi haberdar etmeyi, gelen yorumlarla yeni bir şeyler öğrenmeyi seviyoruz. Şu an bu yazıyı okuyorsanız, biliyoruz ki siz de okumayı seviyorsunuz! 

Kozmetik bloglarımızda akışa hareket katmak için ara sıra yeni mekanlar gibi farklı konulara yer versek de, bizim uzmanlık alanımız kozmetik! Tüm dünyada "uzmanlaşmak" değerliyken, Türkiye'deki "ne iş olsa yaparım abi" kültürüne karşı gelip, moda adıyla "lifestyle blogger" olmak yerine "yalnızca kozmetik yazmaya devam etmeyi" tercih etme nedenimiz de bu: bildiğimiz işi yapıyoruz. Pek çoğumuz da bu işi gayet iyi yaptığı için kozmetik firmalarından işbirliği teklifleri alıyor; dolayısıyla işbirliği çalışmaları da yürütüyoruz. Ama, her işbirliğine de evet demiyoruz; birlikte çalışacağımız firmaları, gideceğimiz yerleri de inceleyerek seçmeye çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki her gün, günde 3-4 ayrı yere gidip aynı hafta içinde de çeşit çeşit bakım yaptırmak karşı taraftan bakınca "pek de güvenilir görünmüyor"...

Eleştirilerin bir kısmı da burada başlıyor: işbirliği çalışması yapılan ürünleri iyi yazma, kötüye kötü dememe, "her ürünü sevdiğini söyleme" gibi... Önce şu konuya açıklık getirelim: Türk yasalarına göre herhangi bir firmayı medya aracılığı ile karalamak suçtur. Bir ürünü dilinizin kemiği olduğunu unutarak kötülerseniz, firmanın sizi dava etm ehakkı vardır. Ama bu her ürüne "harika" demek zorundasınız anlamına gelmez. Zaten ister makyaj ürünü renkli kozmetik, ister de cilt bakım ürünü olsun, kozmetik ürünlerinin performansı görecelidir; kişiden kişiye değişir ve birine çok iyi gelen üründen diğer bir kişi hiç sonuç alamayabilir. Bu yüzden de aklı başında bloglar bir üründen bahsederken, yaygın adıyla "PR ürünü" olsun olmasın, "olumlu ve olumsuz yönlerini" yazarlar, kendi ten renklerini ya da cilt türlerini belirterek "bende etkileri bu oldu ama farklı ten renklerinde, cilt türlerinde farklı performans gösterebilir" gibi bir cümleyle de bitirirler. Ya da o ürünü hiç yazmamayı da tercih edebilirler. Ama zaten iyi bir kozmetik blogu okuruysanız, bunu yapan ve yapmayan blogger ayrımını şimdiye kadar çoktan yapmışsınızdır ve kozmetik bloglarının "her önüne gelen ürünü övmediğini" de zaten gayet iyi biliyorsunuzdur.

Ayrıca yine iyi okurlar bilirler ki, iyi kozmetik bloggerları kendilerine gelen PR ürünlerinin kat be kat fazlasını kendileri yeni ürünleri merak ettikleri için ve kozmetikleri tutkuyla sevdikleri için "kendi ceplerinden" hiç düşünmeden; hatta göze batacak biçimde harcarlar.

Fotoğrafın kurgusundan çekimine, ışığından kompozisyonuna, yazıların planlanmasından ürünün yazılmasına kadar her ayrıntısıyla ince ince uğraşıp büyük emek verdiğimiz bloglarımızı, bizim bu hobiye bakış açımızı, ve "doğru bilinen yanlışları" size en net şekliyle anlatmaya çalıştığımız bu yazı umuyoruz ki bir milat olur ve bir daha da kendimizi kimseye anlatmak zorunda kalmayız...

Kozmetiği ve bu tutkumuzu paylaşan herkesi çok seviyor, bizleri okuduğunuz ve umuyoruz ki anladığınız için de şükran duyuyoruz! 

Kozmetik Blogu Yazarları



NOT: Eğer "bu yazı beni de anlatıyor" diyorsanız, ilk okuduğunuz blogun adını referans göstererek /etiketleyerek kendi blogunuzda ya da Instagram sayfanızda yayınlamanızın hiçbir sakıncası yoktur; hatta mutlu oluruz! Teşekkürler...
Viewing all 294 articles
Browse latest View live